YIKILAN AİLE, SÖNEN UMUTLAR – OMURGALI YAŞAMIN DİREĞİ YENİDEN NASIL DİKİLİR?
"Bir toplumun çöküşü, önce ailede başlar. O çöken aileden kalan çocuklar, sonra o toplumu yerle bir eder."
I.DEPREM DEĞİL, ÇÜRÜME
Bugün sarsıldığımız şey bir deprem değil. Bir felaketin orta yerinde değiliz. Fakat bir çürümenin eşiğinde, sessizce düşen temellerin altında yaşıyoruz. O temellerin adı aile.
Televizyonlar, diziler, sosyal medya, moda, kariyer hırsı, özgürlük kisvesi altında sunulan hazcılık… Hepsi bir bütünün parçaları. Ve o bütün, aile kurumunun içten çöküşüdür.
Anne yok, baba yok, çocuk yok. Olanlar da birbirine yabancı. Aynı evde üç kişi yaşıyor ama üçü de farklı gezegenlerde. Aralarında ne sevgi, ne saygı, ne sadakat var. Modern hayatın parıltılı sahneleri, insanların gözünü kamaştırdı ama kalbini kör etti.
“Aile, bir ev değildir. Aile, birbirinin yükünü alıp kalbine koyanların kurduğu görünmez bir yuvadır.”
II. YIKIMIN NEDENLERİ-ATEŞ NEREDEN TUTUŞTU?
1. Rol Karışıklığı: Baba Dizilerde Sadece Aptal Bir Figür
Dizilerde baba ya çocuksu, ya sinik, ya da sadece maaş getiren “eski moda” bir karakter. Annelik; yemek, temizlik ve fedakârlığın içinde tükenmiş bir yorgunluk. Çocuklar ise ekrana gömülü, duygusuz, talepkâr ve yalnız.
"Modern medya, babayı karikatürize etti; anneyi köleleştirdi; çocuğu ise ne istediğini bilmez bir varlığa dönüştürdü."
2. Mahremiyetin Kaybı ve Ekran Saldırısı
Evin içinde artık mahremiyet yok. Paylaşılan özel anlar, selfie'lerle dış dünyaya pazarlanıyor. Aile içi kavgalar bile sosyal medyada like alıyor. Oysa mahremiyet, ailenin kutsal zırhıdır.
"Mahremiyet kalmadığında, saygı da sevgide birer maskeye dönüşür."
3. İnanç Erozyonu
Aileleri bir arada tutan en büyük çimento maneviyat idi. Fakat günümüzde din, vicdan, sabır, dua, helal gibi kavramlar eski birer kalıntıymış gibi görülüyor.
“İnanç yıkıldığında, merhamet toprağa gömülür.”
4. Kariyer Önceliği - ‘Bencillik
Kadın da erkek de “ben”i kutsadı, “biz”i unuttu. Herkes bireysel mutluluğun peşinde. Aile bir fedakârlık kurumu olmaktan çıktı, “tatmin alanı”na dönüştü.
“Aile, fedakârlıktan ibarettir; iki ‘Ben'le değil, bir ‘biz’le kurulur.”
5. Çocuklar: Sevgi Açlığıyla Büyüyen Nesil
Çocuklar lüks içinde büyüyor ama sevgiyle değil. Oyuncaklar var, dikkat yok. Tablet var, şefkat yok. Eğitim var, iletişim yok.
“Çocuğun oyuncağa değil, omzuna yaslanacağı bir babaya ihtiyacı var.”
III. YAŞAM DENKLEMİ-SEVGİ + SAYGI + OMURGA = YAŞANABİLİR AİLE
Peki bu gidişata dur demek mümkün mü? Evet. Ama bu bir sistem değişikliğiyle mümkün: Yeni bir yaşam denklemiyle…
SEVGİ-KURU KELİMELER DEĞİL, SICAK DAVRANIŞLAR
Sevgi, çocuğun gözünden anlaşıldığını hissetmesidir. Eşlerin birbirine sarılabilmesidir. Gülümsemeler, göz temasları, “bugün nasılsın?” demelerdir. Birlikte yemek yemektir, “çocukların önünde birbirine bağırmamak ”tır.
“Sevgi, görünmez bir dildir; davranışla yazılır, bakışla okunur.”
SAYGI-HADDİNİ BİLME SANATIDIR
Kadın, erkeği küçümsememeli; erkek, kadını ezmemeli. Çocuk, anne babasına hakaret etmemeli. Herkes haddini, sınırını, yerini bilmeli.
Saygı; cep telefonunu kenara bırakıp çocuğu can kulağıyla dinlemektir.
“Saygı bittiğinde, ilişki artık bir savaş alanıdır.”
OMURGA-KİM OLDUĞUNU UNUTMAMAKTIR
Omurgalı insan, inandığı şeyin arkasında durur. Rüzgâra göre yön değiştirmez. Ahlaksızlığa hayır der. Çocuklarına örnek olur. Kötü akımlara, modaya, sapkınlığa, harama karşı eğilmez.
“Omurgalı yaşamak, popüler değil; erdemlidir. Yıkılmazsın. Ezilmezsin. Eğilmezsin.”
IV.YOL HARİTASI-SOMUT ADIMLARLA KURTULUŞ
1. Aile Meclisi Kurun
Her hafta evde “aile meclisi” kurun. Herkes o hafta yaşadıklarını anlatsın. Kavga varsa konuşulsun. Çözüm birlikte bulunsun.
“Konuşulmayan her sorun, gelecekte patlayacak bir bombadır.”
2. Ortak Ritüeller Oluşturun
Birlikte kahvaltı etmek, haftada bir doğa yürüyüşü, dua etmek, kitap okuma saati gibi etkinliklerle aile bağı güçlenir.
3. Telefonu Sessize, Kalbi Yükseğe Alın
Akşam 20.00'den sonra telefonsuz saatler belirleyin. Çocuğun gözünün içine bakarak konuşun.
4. Dizileri Değil Değerleri İzleyin
Eve hangi diziler giriyor, hangi örnekler konuşuluyor? Çocuklar hangi influencer’lardan etkileniyor? Bunları kontrol edin. Doğru rol modellerle tanıştırın.
5. Birlikte Dua Edin
Aynı secdeye baş koyan aileler, sırt sırta verir. Maneviyat birlikte yaşandığında, o aile sarsılsa da yıkılmaz.
V.HAYATTAN GERÇEK ÖRNEKLER-YIKIMDAN YENİDEN DOĞANLAR
Mehmet ve Zeynep’in Hikâyesi
Mehmet, inşaat işçisi. Zeynep, ev hanımı. Üç çocukları var. Maddi durum zor ama evde huzur var. Haftada bir “mutluluk defteri” tutuyorlar. Her çocuk o hafta neye sevindiğini yazıyor. Akşamları birlikte dua ediyorlar. Sosyal medyaları yok, ama gülüşmeleri bol.
“Zenginlik para değil; yüzünüzdeki tebessümdür.”
Ayşe Teyze'nin Mutfağı
70 yaşında. Her cuma tüm çocukları ve torunları toplanıyor. Kurduğu o masa, sadece yemek değil; dert paylaşma, nasihat, sevgi demek. O masa, üç kuşağı ayakta tutuyor.
“Bir masa, bazen bir milleti ayakta tutar.”
VI.UYGARLIK AİLEDEN BAŞLAR
"Okul eğitir, mahalle yönlendirir, ama aile şekillendirir.”
Omurgasız toplum, omurgasız bireylerden oluşur. Omurgasız birey ise ancak omurgasız bir ailede yetişir.
Bir anne baba, bir nesli ya kurtarır, ya kaybeder.
Aile; devletin, toplumun, kültürün, ahlâkın, geleceğin ilk fabrikasıdır. Bu fabrikada bozulma varsa, çıkan her ürün eksik, her birey arızalı olur.
YOLUN FORMÜLÜ
-
“Aileyi yıkan toplum, geleceğini tabuta koyar.”
-
“Omurgasız birey, saygısız çocuk, sevgisiz eş olur.”
-
“Sevgiyle başlayan sabır, saygıyla büyür; sadakatle sonsuz olur.”
-
“Modernleşmek değil, yozlaşmak sorun.”
-
“Her çocuğun en büyük oyuncağı, anne-baba sevgisidir.”
-
“Aile; yemek değil, göz temasıdır.”
-
“Evin içinde dua yoksa, huzur başka eve gitmiştir.”
-
“Aynı çatı yetmez; aynı kalp gerek.”
-
“Sosyal medyada ‘ailecek mutluyuz’ demek, mutlu olmak değildir.”
-
“Birlikte ağlamayan aile, birlikte gülmeyi unutmuş demektir.”
YENİDEN İNŞA ZAMANI
Yorumlar
Yorum Gönder