Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nerede ne zaman Hangi Gençlik

Beyinleri geçmişin ve tarihi kalıntıların tortularını taşıyan bir vagon olan gençlik  değilse amacımız, bugünden geçi yok, ayağa kalkıp kendimizi bir yoklamak ve kendimize gelmek zorundayız. Gençlik sorunları sürekli konuşularak çözüme kavuşacak bir problem değildir. Gençlik çalışmaları, hayatın içinde inandırıcı eylemlerden, merhametten, sevgiden ve kuşatıcılıktan geçer. Ülkemiz geneline baktığımız zaman, düşünce inanç ve ideoloji ayrımı yapmaksızın tüm sivil kuruluşların mutlaka bir gençlik çalışmalarının olduğunu görmekteyiz. Bu çalışmalar bu kadar geniş kitlelere yayılmasına rağmen, acaba neden istenilen doğrultuda bir sonuca gidilmemektedir. Bunların çok ciddi ve gerçekçi nedenlerine ulaşmak gerekir. Zihinsel kalıpların donanımları her uyarıcıyı çekmeyen ya da ne olduğunu anlamayan zihinler bu çalışmaların herhangi bir noktasına olumlu ve verimli katkı sunamazlar. Öncelikle yapılması gerekenler, bu çalışmaların herhangi bir noktasında bulunanların sahip olduğu bilgi eyle...

21 Şubat Olay Yeri İzmir Fahrettin Altay Meydanı

Yazı farkındalık oluşturmak içindir....ALINTIDIR. Henüz 25 inde var, yok,  Aklı yerinde olsa, görsen on numara delikanlı,, Pırlanta gibi bir çocuk, elleri cebinde uzun sür e bekledikten sonra sırt üstü kafasının üzerine düştü,.. Yanına gidip bişeyin varmı dedim , ama artık bişeyi değil, hiç birşeyi yoktu... Kendisi de, Ruhu da, Varlığı da... Herşeyi ile "DÜŞMÜŞTÜ" O "düşmüştü" bir kere , Düşürmüşlerdi serefsizler; Pırlanta gibi çocuğu bonzai tuzağına Ambulans çağırdım... Çağırdığım ambulansta ki görevliler önce ayakları ile dürttüler "insanlığı" , nefes alan hiçbir canlıya yapılmaması gereken bir şekilde, utanç duydum, Ama çocuk "düşmüştü" bir kere , Nabzına baktılar... ..... Sonra birbirlerinin yüzlerine... ...... Polis çağırdılar ... ...... A4 kağıdına Tutanak tutuldu, bu kağıda gencecik bir ömre EX diye yazıldı... .... Bir el atın da !!! Cenaze aracına koyalım dediler.... El attık... Telefonu çaldı... Polis çıkardı cebinden... -"...

Gençlik Değişim ve Dinamizm

Gençlik ve değişim günümüzde çokça üzerinde durulması gereken elzem konulardan biridir. Gençlik bir nehrin coşkulu hali ya da gereğinden fazla su taşıyan bir sel suyu gibidir. Bu suların varlığından değil, nasıl ve hangi alana kanalize edilip edilmediğinden endişe duymalıyız. Yetişkin kuşaklarımız ile gençler arasına kurulan sanal duvarların yıkılması zorunluluktur. Bu duvarlar, yanlış gelenek görenek, kültürel din algısı, mahalle baskısı, zihinsel karakollar, yeniliklere kapalılık, gelişen çağa ayak uyduramamak, dayatmacı aile kuralları ve negatif bir bilgi transferi, hayatın kanunu sanılan yanlış ve doğru olduğuna bakılmaksızın atalar dini vs. Bu duvarlar yıkılmadığı zaman gençlerimizle aramızda köprü kurulamayacak onlar ile bizim aramıza, elimizi uzattığımızda yetişme imkanımızın olmadığı derin sular girecek. Nereden nasıl başlamak gerekir diye düşünmeye başlayıp hareket etmeyi beceremeyen bir kırkayak durumuna düşmeden en yakın yerden başlamak zorundayız. Bir toplumu değişt...

Beyninizi Uyandırın!

Uyuyan beyninizi uyandırın.Beyin nasıl uyandırılır? Beynin uyanma zamanı gelmedi mi? Daha etkili düşünmek için, daha etkili öğrenmek için be ynimizi uyandırmak zorundayız Biz beynimizin yaklaşık % 1 ini ya da daha azını kullanmaktayız.Peki geri kalan kısım kullanılmıyor mu? Kullanılmıyorsa bunu kullanmanın yolları nelerdir....? Beyin potansiyelinin neden bu kadar azının kullanılmasının temel sebeplerinin başında, beynin nasıl çalıştığının, yakın zamanlara kadar bilinmemesi geliyor. Zihinsel yeteneğimizi kullanmakta karşılaştığımız bir çok sorun,beynin temel kapasitesinin eksikliğinden değil ,onun potansiyeli ve nasıl kullanılacağı konusunda yetersiz bilgiden kaynaklanmaktadır. Beyin geliştirmenin özü; düşünme sürecinizde etkin bir denetim sağlamak, çözülmesi güç sorunlara daha etkili bir şekilde yaklaşmanızı sağlayacak olan zihinsel araçlar geliştirmek, kendinizi hatalı sanılarınızdan, kendinize duyduğunuz güven eksikliğinden ve katı düşüncelere duyduğunuz aşırı güvenden ka...

Kendine güvenli bir çocuk nasıl yetiştirilir?

Çocuğun kendine güvenebilmesi için, öncelikle başkalarına güvenebilmesi gerekir. Bu ise, 0-3 yaşta ağlatılmadan bü yütülen çocuklarda olur. Kendine güvenli bir çocuk nasıl yetiştirilir? Çocuğun kendine güvenebilmesi için, öncelikle başkalarına güvenebilmesi gerekir. Bu ise, 0-3 yaşta ağlatılmadan büyütülen çocuklarda olur. İsteklerinin yerine getirildiğini gören çocuk, onlara güvenebileceğini anlar. Yani başkalarına güven duygusu, 0-3 yaşta kazanılır. Bu yaş aralığı kaçırıldıktan sonra, bu güvenin kazanılması oldukça zordur. Çocuğun kendine güvenebilmesinin bir diğer koşulu, kendi cinselliğinden hoşnut olmasıdır. Bu ise 4. yaşta gelişen bir durumdur. Bunun için de, anne ve babanın sevgili rolü oynayarak çocuğa rol model olmaları gerekir. Ebeveynler arasındaki anlaşmazlık ve huzursuzlukların çocuğu en çok etkilediği dönem, çocuğun cinsel kimliğinin geliştiği 4 yaş dönemidir. Gelişmesine fırsat verilmeli Çocukta girişimciliğin gelişebilmesi için, daha sonraki dönemde oyuncaklarıy...

Çocuğun korkularını yenmesine nasıl yardım edilebilir?

Çocuğun korkularını yenmesine yardımcı olmak için, öncelikle bu korkuların ciddiye alınması gerekir. Çocuğun korktuğu hayali varlıklara onunla birlikte inanmak ve onunla birlikte bu korkuyla mücadele etmek gerekir. Çocuğun korkularını yenmesine nasıl yardım edilebilir? Çocukların bebeklikten itibaren içlerinde taşıdıkları en büyük korku, bir gün anne babalarının kendilerini terk edeceği ve bir daha geri gelmeyeceği korkusudur. Çocuğun bu korkusunu yenmek için, ebeveynlerin çocuğa sürekli yanında olduklarını ve onu asla bırakmayacaklarını telkin etmeleri gerekir. Bu konuda bırakılacak bir boşluk, bu korkunun çocuklarda çok büyük bir kaygıya dönüşmesine neden olabilmektedir. Kaybetme korkusu, küçük çocuklarda ölüm şeklinde düşünülmez. Çünkü ölüm onlar için soyut bir kavramdır ve ancak 7 yaşından sonra gerçek anlamını kazanmaya başlar. Bu nedenle ebeveynlerinin öleceğini değil, gideceğini ve dönmeyeceğini düşünürler. Çocukların bu korkularını yenmelerinde telkin önemli olmakla birli...

Okul başarısında ailenin rolü

Çocukların okul başarısı anne ve babaya bağlı Okulların açılmasıyla okula yeni başlayacak olan çocukların sosyal ve psikolojik sorunlar yaşayabileceğini belirten Psikiyatri ve Psikoterapi Uzmanı Dr. İnci Şen 'ders yılında çocuklarımızın başarılı olması biraz da anne ve babalarımıza bağlıdır' dedi. Çocuklarda eğitimin doğumdan sonra başlamasıyla birlikte, her yaşta farklı motor becerilerinin gelişmesi psikolojik durumları hakkında ipucu vermektedir. Sevgi, şefkat,empati, aynı zamanda kurallar, sınırlar ve sorumlulukları güzel bir aile ortamında harmanlayıp huzurlu ve mutlu büyümelerini sağlamak okul öncesi eğitimde yararlı olacaktır. Doğru eğitimin; sıcak, ilgili, geliştirici ve destekleyici olmasını savunan Psikiyatri ve Psikoterapi Uzmanı Dr. İnci Şen, destekleyici ailenin çocuğa kendi sorumluluklarını göstererek, onun ilerideki hayatında korkusuzca kendi ayakları üzerinde duran, güvenli ve bağımsız bir kişilik oluşturmasını sağlayacağını belirtti. Psikiyatri ve Psikot...