Ana içeriğe atla

Kur’an’a Göre Allah’ın İstediği Aile Modeli


1. Ailenin Kökeni ve Varlık Amacı

Nisa Suresi /1
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini yaratan ve o ikisinden birçok erkek ve kadın üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının...”

Allah’ın istediği aile, aynı nefisten yaratılmış iki insanın birliğine dayanır. Burada üstünlük, cinsiyet, mal, soy veya güç değildir. Eşitlik ve tamamlayıcılık esastır.

  • Aile, sadece biyolojik bir birliktelik değil; yaratılışın sırrının yeryüzündeki tecellisidir.

  • Erkek ve kadın, birbirinin eksiklerini örten, zaaflarını koruyan ve fıtratı tamamlayan iki parçadır.

Yaşam alanındaki karşılığı:
Eşler birbirine “ben” ve “sen” diye değil, “biz” diye bakar. Evde kimse kimseyi gölgelemez; biri diğerini yok saymaz. Yuvanın kapısından içeri girildiğinde üstünlükler değil, rahmet ve takva hükmeder.

2. Sevgi ve Merhamet Temelli Birliktelik

Rum Suresi/21
“O’nun ayetlerinden biri de, kendileriyle huzur bulasınız diye size kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koymasıdır...”

Allah’ın istediği ailede temel bağ “aşkın geçici cazibesi” değil, sevgi (meveddet) ve merhamet (rahmet)'tir.

  • Sevgi: İnsanı birbirine bağlayan kalbin ısısı.

  • Merhamet: Zor zamanda birbirini taşıyan, hata anında affeden, düşüşte kaldıran yumuşaklık.

Yaşam alanındaki karşılığı:
Yorgun bir iş gününün sonunda evine gelen baba, kapıyı açtığında yüzüne tebessümle bakan bir eş ve koşarak boynuna sarılan çocuklar bulur. Anne, sıkıntılarını yüklenebileceği bir omuzun varlığından emin olur. Evin duvarlarına sinmiş bir huzur vardır.

3. Eşlerin Birbirine Görevleri

Bakara Suresi/187
“Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz...”

Eşler, birbirine elbise gibidir:

  • Örter: Kusurları dışarıya ifşa etmez.

  • Korur: Soğuktan, sıcaktan, dış tehlikelerden sakınır.

  • Süsler: Birbirini güzelleştirir, onurlandırır.

Nisa Suresi /19
“Onlarla iyi geçinin...”

Bakara Suresi /228
“Kadınların da örfe uygun olarak hakları vardır, erkeklerin de...”

Yaşam alanındaki karşılığı:

  • Erkek, ailesini rızık için çalışarak korur, kadının onurunu gözetir.

  • Kadın, şefkat ve rahmet ile evin yüreğini ayakta tutar, erkeğin hanesinde huzur bulmasını sağlar.

  • Birbirine yük değil, destek olurlar. Kararları istişareyle alırlar.

4. Anne-Babaya Saygı, Nesle Merhamet

Lokman Suresi/14
“Biz insana anne-babasına iyilik etmesini emrettik...”

Tahrim Suresi/6
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun...”

Allah’ın istediği ailede kuşaklar birbirine düşman değil, rahmet bağıyla bağlıdır.

  • Çocuk, ebeveyne şükür ve hürmetle yaklaşır.

  • Anne-baba, çocuğu sadece giydirip doyurmakla değil; onu iman ve ahlakla donatmakla yükümlüdür.

Yaşam alanındaki karşılığı:
Bir evde çocuk, anne-babasına saygıyla “baba” ve “anne” der. Sofrada büyük başlamadan küçük başlamaz. Anne-babanın duası evin bereketidir. Çocuk, Kur’an sesiyle büyür; babasının secdesini, annesinin sabrını görerek şahsiyet kazanır.

5. Adalet, Sabır ve Ayrılıkta Bile Güzellik

Bakara Suresi /231
“Kadınları boşadığınızda ya güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın...”

Talak Suresi/2
“Allah’tan korkun; adaletli iki kişiyi şahit tutun...”

Allah’ın istediği aile modeli, çatışmayı değil adaleti esas alır. Hatta ayrılık anında bile, nefret değil, insaf ve güzellik ön plandadır.

Yaşam alanındaki karşılığı:
Bir evlilik yürümese bile taraflar birbirini karalamaz. Çocuk ortada bırakılmaz. Helalleşerek ayrılır, kin değil, insanlık kalır.

6. Ailenin Ekonomisi ve Miras

Nisa Suresi/11-12
Miras paylaşımı düzenlenir.
→ Kimse haksız bırakılmaz, herkesin hakkı bellidir.

Yaşam alanındaki karşılığı:
Bir baba vefat ettiğinde geride kavga değil, adaletli bir paylaşım bırakır. Kardeşler miras için değil, birbirinin duası için buluşur.

7.Yeryüzünde Allah’ın İstediği Aile

  • Temeli takva, bağı sevgi ve merhamettir.

  • Eşler birbirini örter, korur, güzelleştirir.

  • Anne-babaya hürmet, evladın terbiyesi ve adalet ön plandadır.

  • Huzur, sadece duvarlarda değil; sofrada, duada, secdede hissedilir.

Böyle bir aile evinin kapısından girdiğinde Kur’an sesi duyulur. Sofrada “Bismillah ”la başlanır. Çocuk, dedesinin duasıyla büyür, babasının alnındaki secde izinden örnek alır, annesinin gözlerindeki şefkatle hayata bağlanır. O evde kavga bile merhametle yapılır, çünkü kalplerde Allah korkusu, gönüllerde Allah sevgisi vardır.

 İşte Kur’an’ın çizdiği bu model, yeryüzünde rahmetin ve adaletin küçük bir cennetidir. Eğer toplumlar böyle ailelerle örülürse, şehirler barış, toplumlar huzur bulur.

Erol Kekeç/17.08.2025/Sancaktepe/İST

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zamana Karşı Yarış-Kaçınılmaz Tükeniş

Hayat, bir yürüme bandında koşmaya benzer. İlk başta her şey kolaydır, tempo rahattır, nefesiniz düzenlidir, yürüyüşünüz dengelidir. Ancak zaman ilerledikçe, bandın hızı artmaya başlar. Siz farkına bile varmadan, ayaklarınız temposunu kaybetmeye başlar. Önce hızlanmaya çalışırsınız, sonra yetişmeye, en sonunda ise sadece ayakta kalabilmek için çabalarsınız. İşte tam da burada hayatın gerçeği ile yüzleşirsiniz: Zaman hızlanırken siz yavaşlarsınız. Bu ters orantı, insanın doğumundan ölümüne kadar süren kaçınılmaz bir süreçtir. Gençken her şey sınırsız görünür. Zaman bol, fırsatlar sonsuzdur. Hayat sanki hep böyle sürecekmiş gibi gelir. Koşu bandına yeni çıkmış bir insan gibi, adımlarınız güçlüdür, dizleriniz sağlam, nefesiniz derindir. Ancak yıllar geçtikçe fark edilmeden bandın hızı artmaya başlar. Önce küçük değişiklikler olur: Günler daha hızlı geçmeye başlar, sabahlar akşamlara daha çabuk bağlanır, yıllar su gibi akıp gider. Sonra bir gün, durup geriye bakarsınız. Ne kadar yol kat et...

İnsan Olabilmek ve İnsan Kalabilmek- En Zor Sınav

Hayatın acımasız gerçekleriyle yoğrulan bu dünyada, insan olabilmek ve insan kalabilmek, belki de en çetin sınavdır. Çoğu zaman iyilikle kötülüğün, doğrulukla yalanın birbirine karıştığı, erdemlerin zayıflık olarak görüldüğü bir düzende, vicdanı temiz tutarak yaşamak, suyun üzerinde yürümek kadar zor olabilir. Ama yine de bu zorluğu göze almak, insana gerçek değerini kazandıran, ruhunu yücelten ve onu sıradanlıktan çıkaran yegâne yoldur. Cömert Olursun, Aptal Sanırlar Cömertlik, insanın kalbindeki zenginliğin dışa vurumudur. Paylaşmak, başkalarının mutluluğunu kendi mutluluğunun önüne koymaktır. Ancak bu dünyada, cömert insanlar çoğu zaman aptal sanılır. Çünkü toplum, çoğunlukla hesaplılığı, bencilliği ve çıkarcılığı zekâ belirtisi olarak görür. Örneğin, mal varlığını hayır işlerine adayan bir zengin, çoğu kişinin gözünde "malını çarçur eden saf" olarak nitelendirilir. Cömertliğini kötüye kullananlar, onun merhametini zayıflık olarak algılar. Hz. Ali'nin dediği gibi: ...

Kadın Aile ve Modern Çağın Yalanı

  Bir Toplumsal Yarayı Ameliyat Masasına Yatırmak, Modern toplumun son 40 yılında yaşanan en büyük kırılma, sanıldığının aksine teknolojik dönüşüm değil; kadının rolünün anlamının kaydırılması , anneliğin ikincilleştirilmesi , ailenin merkezinin zayıflatılması ve bunun “özgürlük” adı altında yapılmasıdır. Bugün dünyada –ve özellikle bizim ülkemizde– toplumun temelinde sessiz ama derin bir çöküş yaşanıyor. Ekonomik krizler, kültürel gerilimler, kimlik çatışmaları, kuşaklar arası kopmalar bunların görünen yüzü… Asıl büyük kırılma; insanın evini, kadınlığın anlamını, anneliğin değerini ve aile kurumunun köklerini kaybetmesidir. Ve bu kırılmanın merkezinde bir gerçek var; Kadının en kutsal görevi anneliktir. Bu cümleyi duyan bazıları hemen önyargıyla “kadını eve hapsediyorsunuz” diye saldırıyor. Ancak sorun tam da burada başlıyor: Modern çağ kullandığı kavramların anlamını çarpıtarak insanı kendine yabancılaştırıyor. Annelik ; bir “evde kalma zorunluluğu” değil, bir değerin...