Ana içeriğe atla

Okul başarısını etkileyen sinsi tehlike

Dersleri asmıyor... Ödevlerini düzenli olarak yapıyor... Ama bir türlü ders notları yükselmiyor ise çocuğunuzun ciddi bir sağlık sorunu olabilir.
Uzmanlar fark edilmeyen göz bozukluklarının çocukların derslerdeki başarısını etkilediğinin altını çiziyor.
OKUL BAŞARISI İÇİN SAĞLIKLI GÖZLER ŞART
Uzmanlar fark edilmeyen göz bozukluklarının çocukların derslerdeki başarısını etkilediğinin altını çiziyor. Göz hastalıkları ve nöro-oftalmoloji uzmanı Profesör Dr. Pınar Aydın O’Dwyer imzalı ‘Az Gören Çocukların Aileleri için El Kitabı’ göz sağlığıyla ilgili önemli ipuçları içeriyor
GÖRME SORUNUNDAN ŞÜPHELENİYORSANIZ
* Öncelikle çocuğunuzu göz hastalıkları uzmanına muayene ettirin.
* Eğer görmesinde bir sorun varsa hırçınlaşabileceğini düşünün ve sabırla onu anlamaya çalışın.
* Gözü kullanmanın görmeyi bozmadığını ve geriletmediğini bilin. Aksine görme merkezini çalıştırmak özellikle 7-10 yaşından önce beynin gelişimini hızlandırır.
* Görme sorunları olan çocuğun sağlığı, gelişimi ve eğitiminin bir ekip işi olduğunu unutmayın. Farklı alanlarda uzmanlardan destek almanız yararlı ve gerekli.
* Göremeyen bir çocuğa yapılacak en iyi şey eğitimle kendine yetmesini ve meslek sahibi olmasını sağlamak, en büyük engelse aşırı koruyucu çevre.
EĞİTİMİ ZORLAŞTIRAN SİNSİ HASTALIK: DİSLEKSİ
Eğer çocuğunuz derslerinde zorlanıyorsa, sıkıntısı ‘okuma güçlüğü’ olarak tanımlanan yapısal bir sorun olan disleksi olabilir. Genellikle okula gittiğinde fark edilir. Disleksik çocukların zeka sorunu yoktur ancak yavaş öğrenirler ve tekrara ihtiyaç duyarlar. Teşhise kadar genellikle tembel veya aptal diye nitelendirilirler. Oysa sadece beyinleri farklı çalışır. Çocuğunuz yazarken imla hataları yapıyorsa, okurken zorlanıyorsa ve matematikte hatalar yapıyorsa disleksiden şüphe edilebilir. Disleksik çocuklar için öneriler:
* Doktorun önerisine göre mavi, sarı veya pembe gözlükle okumak ve yazmak.
* Okurken sadece ışık geçiren seloteyple gözlük üzerinden tek gözü kapamak.
* Yazıları yatay değil, dik olarak yazmak.
* Renkli kağıda yazılmış metinler okutmak.
* Bilgisayar ekranının üzerine mavi ya da sarı selofan kağıt kaplamak.
BEBEĞİN AZ GÖRDÜĞÜNÜ NASIL ANLARSINIZ
* Göz kapaklarından biri ya da ikisi gözbebeğini örtecek kadar düşükse
* Göz yapısında bozukluk varsa
* Gözü devamlı kızarıksa
* Ağlamadığı halde gözleri kızarıyorsa
* Işığa aşırı duyarlılık gösteriyorsa
* Gözlerini ya da başını sabit tutamıyorsa
* Cisimlere çok yakından bakıyorsa
* Gözlerini devamlı şekilde ovalıyorsa


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zamana Karşı Yarış-Kaçınılmaz Tükeniş

Hayat, bir yürüme bandında koşmaya benzer. İlk başta her şey kolaydır, tempo rahattır, nefesiniz düzenlidir, yürüyüşünüz dengelidir. Ancak zaman ilerledikçe, bandın hızı artmaya başlar. Siz farkına bile varmadan, ayaklarınız temposunu kaybetmeye başlar. Önce hızlanmaya çalışırsınız, sonra yetişmeye, en sonunda ise sadece ayakta kalabilmek için çabalarsınız. İşte tam da burada hayatın gerçeği ile yüzleşirsiniz: Zaman hızlanırken siz yavaşlarsınız. Bu ters orantı, insanın doğumundan ölümüne kadar süren kaçınılmaz bir süreçtir. Gençken her şey sınırsız görünür. Zaman bol, fırsatlar sonsuzdur. Hayat sanki hep böyle sürecekmiş gibi gelir. Koşu bandına yeni çıkmış bir insan gibi, adımlarınız güçlüdür, dizleriniz sağlam, nefesiniz derindir. Ancak yıllar geçtikçe fark edilmeden bandın hızı artmaya başlar. Önce küçük değişiklikler olur: Günler daha hızlı geçmeye başlar, sabahlar akşamlara daha çabuk bağlanır, yıllar su gibi akıp gider. Sonra bir gün, durup geriye bakarsınız. Ne kadar yol kat et...

İnsan Olabilmek ve İnsan Kalabilmek- En Zor Sınav

Hayatın acımasız gerçekleriyle yoğrulan bu dünyada, insan olabilmek ve insan kalabilmek, belki de en çetin sınavdır. Çoğu zaman iyilikle kötülüğün, doğrulukla yalanın birbirine karıştığı, erdemlerin zayıflık olarak görüldüğü bir düzende, vicdanı temiz tutarak yaşamak, suyun üzerinde yürümek kadar zor olabilir. Ama yine de bu zorluğu göze almak, insana gerçek değerini kazandıran, ruhunu yücelten ve onu sıradanlıktan çıkaran yegâne yoldur. Cömert Olursun, Aptal Sanırlar Cömertlik, insanın kalbindeki zenginliğin dışa vurumudur. Paylaşmak, başkalarının mutluluğunu kendi mutluluğunun önüne koymaktır. Ancak bu dünyada, cömert insanlar çoğu zaman aptal sanılır. Çünkü toplum, çoğunlukla hesaplılığı, bencilliği ve çıkarcılığı zekâ belirtisi olarak görür. Örneğin, mal varlığını hayır işlerine adayan bir zengin, çoğu kişinin gözünde "malını çarçur eden saf" olarak nitelendirilir. Cömertliğini kötüye kullananlar, onun merhametini zayıflık olarak algılar. Hz. Ali'nin dediği gibi: ...

Kadın Aile ve Modern Çağın Yalanı

  Bir Toplumsal Yarayı Ameliyat Masasına Yatırmak, Modern toplumun son 40 yılında yaşanan en büyük kırılma, sanıldığının aksine teknolojik dönüşüm değil; kadının rolünün anlamının kaydırılması , anneliğin ikincilleştirilmesi , ailenin merkezinin zayıflatılması ve bunun “özgürlük” adı altında yapılmasıdır. Bugün dünyada –ve özellikle bizim ülkemizde– toplumun temelinde sessiz ama derin bir çöküş yaşanıyor. Ekonomik krizler, kültürel gerilimler, kimlik çatışmaları, kuşaklar arası kopmalar bunların görünen yüzü… Asıl büyük kırılma; insanın evini, kadınlığın anlamını, anneliğin değerini ve aile kurumunun köklerini kaybetmesidir. Ve bu kırılmanın merkezinde bir gerçek var; Kadının en kutsal görevi anneliktir. Bu cümleyi duyan bazıları hemen önyargıyla “kadını eve hapsediyorsunuz” diye saldırıyor. Ancak sorun tam da burada başlıyor: Modern çağ kullandığı kavramların anlamını çarpıtarak insanı kendine yabancılaştırıyor. Annelik ; bir “evde kalma zorunluluğu” değil, bir değerin...