1. Ekran Çağında Kopan Bağlar Bir zaman lar evler, sadece barınak değil, insan ruhunun en derin ihtiyaçlarını karşılayan kutsal alanlardı. Kapısı, güvenin sınırı; duvarları, ait olmanın temeli; sofraları ise sevgi nin somutlaşmış hâliydi. Ancak dijital çağın ayak sesleri, bu eski ritmi bozdu. Ev, artık sessiz bir ışık hapsi; bir ekran labirenti hâline geldi. Anne ve baba , yan yana oturuyor ama bakışları farklı pencerelerde geziniyor. Çocuk, ebeveynine dokunmadan büyüyor; birlikte geçirilen zaman , yalnızca mekân paylaşımına indirgeniyor. Sohbetler, mesajlaşma baloncuklarıyla sınırlanıyor; kahkahalar, emojilerle çoğaltılıyor; gözyaşları ise sadece bir tık ötede bir simgeye dönüşüyor. Gerçek duygu, yerini gösteriye bırakmış durumda. Ekran ışığının soluk aydınlığı altında, birlikte yaşayan bireyler ruhen yabancılaşıyor. Sosyal medyanın sonsuz aynası, aileyi sürekli “kendi varlığını onaylamak zorunda olan bireyler” hâline getiriyor. Paylaşımlar, gerçek bağlar...
Huzurlu yürek, mutlu aile; Sadakatli eş, güvenli nesil; Umutlu çocuk, sıcak iletişim diyorsanız,Hayata koşun!