YIKILAN AİLE, SÖNEN UMUTLAR – OMURGALI YAŞAMIN DİREĞİ YENİDEN NASIL DİKİLİR? "Bir toplumun çöküşü, önce ailede başlar. O çöken aileden kalan çocuklar, sonra o toplumu yerle bir eder." I.DEPREM DEĞİL, ÇÜRÜME Bugün sarsıldığımız şey bir deprem değil. Bir felaketin orta yerinde değiliz. Fakat bir çürümenin eşiğinde, sessizce düşen temellerin altında yaşıyoruz. O temellerin adı aile . Televizyonlar, diziler, sosyal medya, moda, kariyer hırsı, özgürlük kisvesi altında sunulan hazcılık… Hepsi bir bütünün parçaları. Ve o bütün, aile kurumunun içten çöküşüdür. Anne yok, baba yok, çocuk yok. Olanlar da birbirine yabancı. Aynı evde üç kişi yaşıyor ama üçü de farklı gezegenlerde. Aralarında ne sevgi, ne saygı, ne sadakat var. Modern hayatın parıltılı sahneleri, insanların gözünü kamaştırdı ama kalbini kör etti. “Aile, bir ev değildir. Aile, birbirinin yükünü alıp kalbine koyanların kurduğu görünmez bir yuvadır.” II. YIKIMIN NEDENLERİ-ATEŞ NEREDEN TUTUŞTU? 1. Rol Karışıklığı: Baba Dizile...
Huzurlu yürek, mutlu aile; Sadakatli eş, güvenli nesil; Umutlu çocuk, sıcak iletişim diyorsanız,Hayata koşun!