Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Hikmetin Beş Kapısı

Anlat ki suskunluk fesat doğurmasın, Anla ki gönülde kırıklar çoğalmasın. Anlaş ki kılıçlar çekilmesin, Sözle çöz ki yürekler delinmesin. Aldatma ki güven yıkılmaz kale olsun, Aldanma ki aklın kuyusu dolsun. Sözünü sakınma, haklıysan anlat, Sükût bazen en büyük tuzaktır. Karşındakini anlamadan hüküm verme, Çünkü hakikat tek cepheden görünmez. Dilin çözülmedikçe kalbin çözülmez, Anlatmadan içindeki karanlık dağılmaz. Anlayanla bir kelime yeterli olur, Anlamayana cilt cilt kitap boşa okunur. Sözle barışan, kavgayla yıkılmaz, Anlaş ki savaş, içte başlamasın Aldatmak akıl değil, ahlak düşüklüğüdür, Aldanan da sorgulamazsa suçu bölüşür. Her çözüm bir anlaşmadan doğar, Yıkım, suskunlukla çoğalır. Anlatmazsan dert büyür, Anlamazsan hak küçülür. Aldanmak saflık değilse gaflettir, Aldatmak ise ihanetten ibarettir. Anlaşmak adalete köprüdür, Kırmadan dökmeden ilerlemek hünerdir. Sözünü bilenin derdi azalır, Sözsüz kalanların kalbi kararır. Anlat ki yargılamasınlar suskunluğunu, Anla ki öğrenesin...

İlke huzur ve Direniş Yolun hakkı

İlkesiz yürünen her yol, karanlıkta kaybolur; Pusulası vicdan olan, fırtınada bile yol bulur... Huzur, gürültüde değil, iç sesin derinliğindedir; Direniş, bağırmakta değil, sükûnetle durabilmektedir. Herkesin sustuğu yerde konuşmak cesaret ister, Ama hakikati susarak yaşamak, bilgeliktir... Dik durmak, baş kaldırmak değil her zaman; Eğilmeden yürümek, en onurlu duruşudur insanın. Sabır, zamanla dost olanın silahıdır; Vaktinden önce açan çiçek, soğukla solup yıkılır. Suyun yolu sabırdır, taşları da sabırla deler; İnsan da sabırla arınır, nefsini sabırla yener. Rüzgâr ne kadar sert eserse essin, Kökü hakikatte olan ağaç asla devrilmez. Bir kalp ne kadar susarsa, O kadar derinden konuşur dünyaya. Gölgesini kaybeden, güneşe küser; Oysa bilmez ki, ışık olmadan gölge büyümez. Hakkı ayakta tutan, sözü değil özü seçer; Karanlıkta yürüyen, elindeki fenerle değil yüreğiyle geçer. İçindeki sükûneti kaybeden, dışındaki savaşı kazanamaz; Kalbinin denizini kirleten, hiçbir kıyıda huzur bulamaz. Affe...

Bağımsız bir zihin Hür bir ruh Ahmaklığa karşı içsel Bilinç

"Kendi zihniyle yürümeyenler, başkalarının ayak seslerine göre adım atar." İnsan nedir? İnsanı hayvandan ayıran temel fark nedir? Bu sorulara yüzeyden bakanlar için cevap basittir: akıl derler, konuşma derler. Oysa bunlar sadece kabuktur. Gerçek fark, içsel biliş tir. Kendi kendini sorgulama, dış dünyadan gelen her etkiyi süzgeçten geçirme, anlama, yorumlama, doğruyu seçme yetisidir insanı insan yapan. Bugün sokaklarda sürüler dolaşıyor. Elinde telefonu, zihni başkasının cebinde, kalbi ise ekranlara rehin düşmüş. İnsanlar artık duymuyor, görmüyor, düşünmüyor. Sadece tepki veriyorlar . Dışsal bir uyarıcı olmadan harekete geçemeyen, haz uyaranı olmadan düşünen beyinlerini devre dışı bırakan bu kitleler aslında hayvanî bir yaşamın içinde debeleniyor. Oysa insan, içsel bir kavrayışa sahip olduğunda insandır. Dış Uyaranlara Göre Yaşamak-Çağın En Büyük Hastalığı Dış uyaranlar... Ne giyileceğini ekran söyler, ne hissedileceğini haber sunucusu. Hangi filme ağlayacağımızı dizi karak...

T.C. Cumhurbaşkanlığına

Sayın Cumhurbaşkanım, Sizi Allah’ın selamı ile selamlıyor; yüce milletimizin huzuru, refahı ve adaleti için gösterdiğiniz tüm çabalar için samimi şükranlarımı sunuyorum. Bu satırları; bir araştırmacı, sosyolog, aile danışmanı ve eğitimci-yazar kimliğimle, aynı zamanda vatanına, devletine ve milletine gönülden bağlı bir vatandaş olarak, yapıcı bir niyetle kaleme alıyorum. Amacım; ülkemizde gözlemlediğimiz toplumsal sıkıntıları açık yüreklilikle dile getirip, çözüm yolları sunmak ve bu sıkıntıların devamı halinde doğabilecek tehditlere dikkat çekmektir. Öncelikle, savunma sanayi, altyapı ve dış politika alanlarında gösterdiğiniz başarıları gönülden takdir ettiğimi belirtmek isterim. Ancak, ülkemizin sosyal dokusu her geçen gün biraz daha örselenirken, yalnızca yapıcı eleştirilerle daha güçlü yarınlar için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek istiyorum. Bu çerçevede, ülkemizin bugün karşı karşıya olduğu ana sorunlardan bir kısmını önceliğine binaen  madde madde sunmak is...

Hafızasız Nesiller ve Algoritma Çağı İnsanlığın Son Virajı

   Kopan Bağlar ve Unutulan Hafızalar Tarih boyunca insan toplulukları, kimliklerini ve medeniyetlerini, kuşaktan kuşağa aktardıkları değerler, hafızalar ve deneyimlerle inşa etmiştir. Aileler, toplumlar ve milletler arasında kurulan köprüler; geçmişten alınan derslerle geleceği inşa etmenin temel aracıdır. Ancak bugün, özellikle dijitalleşen dünyada genç nesillerle önceki kuşaklar arasındaki bu köprüler hızla yıkılıyor. Bu sadece doğal bir kuşak çatışması değil; bilinçli ve sistematik yürütülen bir “hafıza sıfırlama” operasyonudur. Dünyayı kontrol altına almak isteyen küresel güç odakları, yeni nesilleri köksüz ve kimliksiz bırakmak adına büyük bir kültürel ve zihinsel manipülasyon süreci yürütüyor. Bu süreç, hem tarihsel ve kültürel hafızayı unutturma hem de algoritmalar aracılığıyla bireylerin arzularını, ihtiyaçlarını ve tepkilerini kendi belirledikleri dar bir çerçeveye hapsetme üzerine kurulu. Sonuçta, insanı insan yapan duygular, hissiyatlar ve bilişsel süreçler siste...

Akademik Sistem Eleştirisi-2

  Öğrenci Üzerindeki Akademik ve Psikolojik Baskı - İdealsizleştirilen Gençlik Üniversiteler sadece bilim üretim merkezleri değil, aynı zamanda karakter inşa eden, bireyi hayata hazırlayan kurumlar olmalıdır. Ancak günümüzde öğrenciler, bu işlevin çok uzağında bir üniversite hayatıyla karşı karşıyadır. Akademik olarak yetersiz müfredatlar, niteliksiz eğitimciler, fırsat eşitsizliği, sınav odaklılık ve ideallerin yerini alan mezuniyet kaygısı; gençliği ruhen çoraklaştırmaktadır. Üniversite yılları artık entelektüel gelişim değil, 'diplomaya ulaşma' süreci olarak görülmektedir. Üniversitelerde öğrenciler not ortalaması uğruna öğrenmeyi değil, ezberlemeyi öğreniyor. Düşünmeyi değil, sistemin beklentilerine göre davranmayı öğreniyor. Bu da onları soru soramayan, eleştiremeyen, alternatif üretemeyen bireyler haline getiriyor. Akademik baskılar, gelecek kaygısı, ekonomik sorunlar ve toplumsal beklentiler gençliği adeta kıskaca alıyor. Öğrenci kulüpleri politikleştiriliyor, özgür alan...

Dijital Çağda Kişilikler ve Kopan Bağlar

  Dijital devrim, insanlık tarihinin en büyük kırılmalarından biri olarak hayatımıza girdi ve nesiller arasındaki uçurumu her geçen gün derinleştirdi. Geleneksel toplum yapılarında bireylerin kimlikleri, aile bağları, kültürel miras ve ortak değerlerle şekillenirken, dijital çağın sunduğu hız, sürekli değişim ve sınırsız seçenekler, bireyin bu bağlardan kopmasını hızlandırdı. Sonuç olarak, insan karakteri ve değer yargıları kemikleşmeden, değişken ve yüzeysel hale geldi. Bu yeni dönem, insanı "prafan bir kişilik" içine sokarak, varoluşsal bir boşluğa sürükledi. Nesiller Arasındaki Anlam Farklılığı Eskiden bir toplumun yaşlıları, gençler için birer yol gösterici, bilgelik kaynağıydı. Bugün ise yeni nesiller, önceki kuşakların yaşadığı tecrübeleri, aktardıkları değerleri ve hayat görüşlerini gereksiz görmeye başladı. Dijital dünya, genç bireylerin odak noktasını anlık deneyimlere ve yüzeysel bilgilere yönelterek, onların köklü düşünce yapıları geliştirmesini engelledi. Bugünün ...