Ana içeriğe atla

Senin ayağına paspas yaptığını kimse vitrinine örtü yapmaz

 

Ben çocukken mahallemizde bir çocuk vardı.
Adı Sinan.
Ailesi hiç ilgilenmez, değer vermezdi.
Çocuğun doğru düzgün ne saçını kestirirlerdi ne çocuğa banyo yaptırırlardı ne temiz kıyafet giydirirlerdi.
Annesi hep rezil ederdi bizim yanımızda. Çocuğa sürekli lakaplar takardı.
Sümüklü Sinan, titrek Sinan, uluk Sinan…
Sinan’a sinirlenince yanımızda söverdi, çocuğu döverdi.
Çok üzülürdüm Sinan’ın bu hâline. Sinan çok haylaz bir çocuktu.
Bütün mahalle tanırdı onu. Kime zarar verse annesi veya babası gelir Sinan’a bağırır, çağırırdı.
Hatta vurduklarına bile şahit olurdum.
Çünkü Sinan’a ailesi bile değer vermiyordu. O yüzden herkes çok acımasız davranabiliyordu.
Çünkü Sinan’ın etiketi şuydu: “AİLESİ İÇİN DEĞERSİZ!”
Bir de Can vardı. Annesi Can ile ilgili her şeye çok dikkat ederdi. Can her zaman temiz bir çocuktu.
Tırnakları hiç uzun ve kirli olmazdı.
Kıyafetleri hep temizdi. Annesi hep onu yanımızda “Yakışıklı oğlum, tatlı oğlum.” diye severdi.
Can yaramazlık bile yapsa annesi Can’ı yanımızdan uzaklaştırır, çocuğuyla öyle konuşurdu. Asla kimsenin yanında küçük duruma düşürmezdi.
Can genel olarak nazik bir çocuktu ama yaramazlık bile yapsa herkes Can’ı kibar bir şekilde uyarırdı. Can ile ilgili durumlar ailesi ile konuşulurdu.
Can arkadaşları arasında popüler bir çocuktu.
Çünkü Can’ın etiketi şuydu: “AİLESİ İÇİN DEĞERLİ!”
Senin toz bezi yaptığını kimse vitrinine örtü yapmaz.
Önce sen değer vereceksin ki başkaları da değer versin. Sen çocuğuna nasıl davranıyorsan herkes öyle davranır.
Nasıl etiketliyorsan insanlar o etiket üzerinden muamele eder.
Elindeki taş istediğin kadar elmas olsun eğer onu kömüre buladıysan üzerindeki karalıktan dolayı kimse onun ne kadar değerli bir taş olduğunu göremez.
Hem sizin aşağılayarak etiketlediğiniz çocuklarınız var ya inanılmaz mutsuz oluyorlar, biliyor musunuz?
Kendi kimliklerine değer veremiyorlar. Kendilerini oldukları gibi kabul edemiyorlar ya da kendilerindeki cevherleri göremiyorlar.







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜRESEL KÜLTÜR VE” Z” NESLİ

Küresel kültürün, ulusal ve bölgesel kültürleri yuttuğu dönemi yaşamaktayız. Bu gücün etkisini hissettirdiği dönemin bu günler olması, sadece bu dönemle sınırlı bir geçmişinin olduğu anlamına gelmesin…Küresel kültür Modernizmle baskın olmaya başlayan ama dijital çağla zirveye oturmuş bir yapıdır. Küresel kültür, ulusal milli devletler içinde kendisini temsil eden ve kendi genlerini taşıyan yeni kültür biçimleri oluşturmasına rağmen, bu külttürler ne yazık ki, ulusların kendi kültürü gibi sahiplenilmiş ve sindirilmesi de o oranda kolay olmuştur. Dünya son 50 yılda küresel bir köye dönüştü ve bu köyün de eli sopalı bir çobanı ortaya çıktı. Bu çobanın görevi, patronlarının kendisine verdiği görevi en iyi şekilde yerine getirme üzerine kuruludur. Çoban Küresel emperyalizmi temsilen dünyanın her köşesine giderken kendi meşruiyetini kendisi onaylayarak hareket eder. Başkalarının onun oralarda olmasının meşruiyetini sorgulaması hiç de önemli değildir. Yani küresel emperyalizm tam bir kültü...

Tüketiyorum öyleyse varım

Tüketici tutumları üzerinde manipülasyonlar gerçekleştirmenin en önemli aracı da, yeni gösterge sistemleri ve imajlar yaratma işlevini yerine getiren reklamcılık faaliyetleri olmuştur. Reklamcılık etkinlikleri böylece, bir kitle iletişimi biçimi olarak içinde ideoloji barındırır bir hal almıştır. Söz konusu manipülasyonunu gerçekleştirme açısından reklamcılık etkinliklerinin temelinde yatan duygu, kişinin kendini gerçekleştirmesi noktasında tüketimin gerekliliğine dair yarattığı duygudur. Descartes’in ‘Düşünüyorum öyleyse varım’ önermesinin tüketime çevrimi o lan ‘Tüketiyorum öyleyse varım’ sözü bu anlamda, tüketim etkinliklerinin reklamcılığa bağlı temelini ifade eden bir cümledir. İfade, tüketim toplumunun bir ferdi olan bireyin varoluş kaynağı olarak gördüğü eylemi gösteren bir çıkarsamadır. Nesnelere sahibiyet temeline dayalı bir yaklaşımı ifade eden bu önerme, ‘insanlar tarafından saygı duyulan, kabul edilen bir birey olmak istiyorsan tüket’ der. Tüketici davranışları konusunda ya...