Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Konuşmak Ve İş Yapmak

Bak kardeşim, seninle bir konuya değinmek istiyorum. Herkesin dilinde dolaşan, ama çoğu kişinin hayata geçirmekte zorlandığı bir mesele var: Konuşmak ve iş yapmak arasındaki fark. Gel, bunu biraz derinlemesine irdeleyelim. Hani birisi durur da, eline bir kablo alır, sonra sana anlatmaya başlar; der ki, "Bu kabloda elektrik var, bak nasıl güzel akıyor, şöyle dokunursan çarpılırsın." Dinlersin, hatta belki başını sallarsın. Ama dikkat et! Fiş o prizde değilse, ne elektrikten faydalanabilirsin, ne de o kablodan bir işe yarar bir sonuç alabilirsin. İşte bol keseden konuşan ama harekete geçmeyen insanlar da tıpkı o fişi prize takmayan adama benzer. Bak şimdi, hayatın her alanında insanlar konuşur. Biri der ki, "Bir gün şu işi yapacağım, dünya benim yaptıklarımla tanınacak." Başkası çıkar, "Bu sorunları çözmek için harika fikirlerim var," diye övünür. Ama dikkat et; bu insanların çoğu fişi prize takmaz. Yani, fikir güzel, laf tamam da iş nerede? İş yok. Fikirler...

Medya ve Toplumsal Ahlak-Gelenekten Geleceğe Uyum Sağlamak

Toplumun Ahlak Yapısı ve Medya Etkisi-Bir Dönemin Gözlemleri ve Çıkış Yolları Toplumsal yapı, tarih boyunca çeşitli etkilerle değişime uğramış ve dönüştürülmüştür. Ancak, Türkiye gibi derin tarihî ve kültürel kökleri olan toplumlarda bu dönüşüm süreçleri daha sancılı olabilmektedir. Günümüzün en çok tartışılan konularından biri, medya ve eğlence içeriklerinin toplum üzerindeki ahlaki etkisidir. Özellikle, televizyon kanallarında yayınlanan gündüz kuşağı programları, diziler ve benzeri içeriklerin toplumu ahlaki bir çürümeye sürüklediği düşüncesi, son yıllarda sıklıkla dile getirilmektedir. Bu programların, toplumsal sorunların çözümünden ziyade ahlaki çözülmeyi tetiklediği ve bireyleri manevi değerlerinden uzaklaştırdığı yaşam alanlarından edinilen örneklerle anlaşılmaktadır. Bu makalede, ülkemizde medyanın toplum üzerindeki etkilerini incelerken, özellikle ahlaki yapının nasıl dönüştüğünü anlatmaya çalışacağız. Ayrıca, bir toplumun kendi geleneksel değerlerini nasıl koruyabileceği ve ...

Yanlış Yapmaktan Korkma-Cesaretin ve Öğrenmenin Yolculuğu

İnsan olarak hepimiz hata yaparız. Bu, insana özgü bir gerçektir. Ancak yanlış yapmaktan korkmak, bizi öğrenmekten, büyümekten ve gelişmekten alıkoyar. Hatalar, hayatın bize sunduğu en büyük öğretmenlerden biridir. Her hata, bize yeni bir şey öğretir, farklı bir bakış açısı sunar ve bir sonraki adımımızı daha sağlam atmamızı sağlar. Yanlış yapmaktan korkma, çünkü yanlışlar senin başarı yolunda nasıl ilerleyeceğini gösteren işaretlerdir. Bir düşün; bir çocuğun yürümeyi öğrenmesi için kaç kez düştüğünü. Hiçbir çocuk düşmekten korktuğu için yürümekten vazgeçmez. Aksine, her düşüş ona daha iyi denge kurmayı, ayakta durmayı ve sonunda yürümeyi öğretir. İşte hayat da böyledir. Yanlış yaparak öğrenir, hatalarımızdan ders alarak ilerleriz. Yanlışlar aynı zamanda bize yaratıcı yollar sunar. Dünyanın en büyük buluşlarından bazıları, başlangıçta "yanlış" olarak görülen deneyimlerden doğmuştur. Örneğin, penisilinin keşfi tamamen bir tesadüf, hatta bir "hata" sonucu gerçekleşmiş...